Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan’ın seçim görsellerini engellediği için ağaçları kestiği iddialarına Bolu Ülkü Ocakları Başkanı Cihan Özkalem basın açıklaması yayınlayarak tepki gösterdi.
Sorumlu kesim mi yapmaktadır?
Milletvekilliği yaptığı dönemlerde Bolu’daki çevre olaylarına gösterdiği tepkiyi hatırlatarak Özcan’a sorular soran Özkalem; “ Tanju Özcan, gerçek yüzünü göstermekte geç kalmadı. Önce 2020 yılında Cumhuriyet Caddesi üzerinde bulunan 50 yaşındaki bir ıhlamur ağacını kestirmişti. Geçen hafta da Bahçelievler’de D-100 Karayoluna cepheli bir binanın yanında bulunan ağaçları, sırf kendi reklam pankartının tam görülmesi için kestirdi. 2013’te Yuva Köyü’nde “Rant uğruna ağaçlar kesildi” diye meydana çıkan, 2014’te Kızık’ta “Sorumsuz kesimler yüzünden Bolu’da artık ağaç kalmadı” diye bağıran Tanju Özcan herhalde şimdi “sorumlu kesim” yapmaktadır ki bir seçim reklamı uğruna o kadar ağaca kıyabilmiştir. Tanju Özcan’a soruyorum: Tanju Özcan Gölcük’teki, Yuva Köyü’ndeki, Kızık’taki ağaç da senin kestiklerin ağaç değil mi? Yoksa birkaç kareyle “çevre dostuyum” diye Bolu halkını oyaladığın “riya hikâyesinin” sonuna mı geldik?” dedi.
Çevreciler Tanju Özcan’a susacaklar mı?
Çevrecilerin sesliğine de sitem eden Özkalem; “Peki, her fırsatta çevrecilikten, yeşili korumaktan bahsedenler, kepçelerin kamyonların önünde “çevreci şovlar” yapanlar CHP’li Tanju Özcan’ın bu “ağaç kıyımı” karşısında susacaklar mı? Tabii ki çevrecilik konusunda samimi olanlar susmayacaktır. Ancak hayatlarında bir tek ağaç dikmeden, bir tek ağaç sulamadan çevreci geçinenler elbette susacaklardır. Çünkü bunların derdi çevre, ağaç, tabiat değil, çevrecilik hassasiyeti hiç değil. Bunların derdi ağaç, doğa ve çevre üzerinden siyasi prim yapıp üç beş oy nasıl fazla alırım” diye konuştu.
“Yaratılanı severiz Yaradan ötürü”
Ülkücülerin; “Çevrecilik, Milliyetçiliktir” anlayışına sahip olduklarını ifade eden Bolu Ülkü Ocakları Başkanı Cihan Özkalem; “Doğa, sadece ağaçtan, bitkiden, havadan, sudan ibaret bir şey değildir. Doğa, aynı zamanda insanın içinde olduğu bir gerçektir. Doğaya değer vermeyen insana değer vermez. Doğayı şahsî menfaatleri için tahrip edenler, ağaçlara kıyanlar bunu anlayamaz. Biz, “Kıyamet kopsa dahi elindeki fidana dikme gayreti” içinde olan, doğayı Allah’ın bize bir emaneti olarak gören bir medeniyetiz. Bu sebeple doğayı tahrip eden gerek bireysel gerek toplumsal ilerleme anlayışının geleceği yoktur, diyoruz. Bir reklam uğruna, üç beş oy fazla gelmesi için ağaçlara kıyanların zulmünü alkışlayamayız, bugün Tanju Özcan’ın bu kıyımını alkışlayanlar sadece evlatlarına değil, torunlarına karşı da mahcup olacaklardır. Biz Siyasi şov uğruna çevrecilik damarını kabaranlardan değiliz. “Çevrecilik milliyetçiliktir” diyoruz ve çevreye sahip çıkmanın Türk milletinin geleceğine sahip çıkmak olduğuna inanıyoruz. “Yaratılanı severiz Yaradan ötürü” diyen Yunus Emre’nin bu veciz dizesini canı gönülden benimsiyoruz. Ağaca, insana, çevreye tüm mahlûkata bu anlayışla bakıyoruz” diye konuştu.