Haber sitesi olarak gündeme getirdiğimiz Düzce’den Abant’a açılan yolun ilimiz açısından ilerleyen yıllarda hem ekonomik hem de “Abant’ın mülkiyet hakkı” gibi sorunlar yaşatacağı gerçeğine Bolu’da hem siyasiler hem de STK’lar sessiz kalıyorlar.
Bu gerçeklere iktidar ve muhalefet mensubu siyasiler kulaklarını tıkarken, kendi siyasi yol haritası ile meşgul olan Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan da konudan bihaber, açılacak bu yoldan en fazla zararı görecek Abant Yolu esnafını temsil eden STK’lar da üç maymunu oynamaya devam ediyorlar.
Düzce gişelerinden girdikten 7 km. sonra Beyköy, oradan 14 km’lik yolculuk ile Samandere Şelalesi, geri kalan 12 km’de de Sinekli Yaylası’nın müthiş manzarası eşliğinde geze geze Abant’a ulaşacaklar.
Özellikle İstanbul başta olmak üzere Marmara ve Ege Bölgesinden Abant’a ziyarete gelecekler için öncelikli tercih olacak Düzce-Abant yoluna açılacak turizm ve konaklama tesisleriyle tam bir cazibe merkezi olacak. Açılan yoldan ise en çok Abant yolu üzerinde bulunan konaklama tesisleri ve restoranların etkilenmesi bekleniyor.
Karayolları Yatırım Programına soktular
2020 yılında Düzce-Abant arasındaki patika yolu “Turizm Yolu” olarak Bakanlığa tescil ettiren Düzceli siyasiler, yolun ilk 4 kilometrelik kısmını 2 A standardında yapılması için 2020 yılında 2005F00-731-154167 nolu projeyi de Karayolları Genel Müdürlüğü’ne onaylatarak, 13 milyon lirayı da aldılar.
Erdoğan tam destek verdi
Düzce özellikle turizm açısından bu yola önem verirken, Düzce basınında yer alan haberlere göre Düzce-Abant Yolu 32 yıllık bir hayaldi. Turizm yolu olarak tescil de ettirilerek bölgenin turizm alt yapısı yıllar önce hazırlanırken, yolda ilk çalışma 2012 yapılmıştı. Dönemin Bolulu siyasi ve STK’ların girişimleri sonucu 10 yıldır bu yolda çalışma yapılamazken ne olduysa oldu, bu yıl Düzce yoldaki ilk kısım çalışmasını tamamlayarak Abant-Düzce arasındaki yolu açtı.
Düzce basınında yer alan haberlere göre ise bu yol için; AK Parti genişletilmiş il başkanları toplantısında, Düzce İl Genel Meclisi Başkanı Çiğdem Günal söz alarak, Düzce ile Abant arasındaki turizm yolunun tamamlanması için Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan talepte bulundu.
Bunun üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan da, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu'na talimat vererek, Düzce-Abant arasındaki turizm yolunun tamamlanması konusunda gerekenin hemen yapılmasını istedi.
“Hem Abat hem de Yedigöller için çalışıyoruz”
Hem Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın talimatı ardından da Düzce Milletvekili Ayşe Keşir’in, AK Parti Genel Merkez Kadın Kolları Başkanı olması sonrası bu yıl yol açıldı. 2018 yılında Düzce basınının Abant yolunun ne zaman açılacağı sorusuna; “Bu tür büyük projeler bugün konuştuk hadi yarın da kazmayı vuralım diyeceğimiz işler değil. Çünkü bunların Ankara’da yürüyen ayakları var. Hem Abant yolu var hem de Yedigöller yolumuz var. Orası da bizim için çok kıymetli. Hepsini çalışıyoruz” diyen Keşir, nasıl bir hazırlık içerisinde olduklarının o günden sinyalleri vermiş.
Bolulu siyasiler kayıkçı kavgasında..!
Bolulu AK Partili siyasiler ise özellikle geçtiğimiz yıla kadar yolun açılmasına hep engel olurlarken, bu yıl hem sağır, hem kör hem de dilsiz oldular. Bolu’daki AK Partili siyasilerin bu sessizlik ve sağırlıklarının; 2023 seçimlerinde Cumhurbaşkanı Erdoğan ile aynı masada oturarak Milletvekili listelerinin hazırlanmasında etkin rol alacak Düzce Milletvekili Keşir ile ters düşmemekten kaynaklandığı iddia ediliyor.
Bolu’nun sorunlarından daha çok kendi siyasi ikbali peşinde koşan Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan ise konuya bihaber. Özcan’ın bu duyarsızlığı ise Cumhurbaşkanı adaylığı için Düzcelilere şirin gözükme gayreti olarak yorumlanıyor. Geçmiş dönemlerde zamanın Düzce Belediye Başkanı Mehmet Keleş’in; “Bolu Dağı, Düzce ilin sınırları içerisinde” söylemine ulusal kanallardan cevap veren dönemin Belediye Başkanı Alaaddin Yılmaz’ın verdiği “Düzce’yi yeniden Bolu’ya bağlarız” cevabı ise hala tüm Boluluların kulaklarında çınlıyor.
AK Partili siyasilerin 2023 seçimlerindeki liste kaygısıyla Bolu’ya ekonomik ve gelecekte de Abant’ın mülkiyet tartışması yaratması kaçınılmaz bir gerçek olmasına karşılık, muhalefet siyasi partilerinin ve STK’ların ise hangi kaygıdan dolayı sessiz kaldıkları ise vatandaş tarafından merak ediliyor.