Sosyal medya üzerinden zaman zaman birbirleriyle polemik yaşayan Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan ve DEVA Partisi İstanbul Milletvekili Mustafa Yeneroğlu, arasından yeni polemiğin fitili ateşlendi.
Hatırlanacağı üzere; Bolu Cumhuriyet Başsavcılığı, Riyad'da oynanması planlanan Süper Kupa Finali'nin iptali sonrası Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan tarafından kentin billboardlarına yansıtılan 'Çöl faresi bedevilere, Atatürk'ün büyüklüğünü hatırlatan Fenerbahçe ve Galatasaray camiasını Bolu halkı adına kutluyorum. Atatürk'süz Türkiye olmaz' görsel ile ilgili soruşturma başlatmıştı.
Özcan’ın astırdığı billboardları eleştiren Yeneroğlu, Kamu gücünün ve imkanlarının kötüye kullanıldığını iddia etti.
Sosyal medya X platformu üzerinden açıklama yapan DEVA Partisi İstanbul Milletvekili Mustafa Yeneroğlu;
“Kamu gücünü ve imkanlarını kötüye kullanan Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan hakkında soruşturma başlatılmış olması bu nedenle önemlidir. “Çöl faresi bedevi” ifadesi hakaret olmanın yanında nefret söylemini de içinde barındıran, insan olma vasfını yok sayan bir dildir. Nefret ve ırkçılık tellallarına, kim olurlarsa olsunlar kimliğine ve partisine bakmadan “Hayır!” demeliyiz. Bu zaten demokratik bilincin asgari gereğidir. Aksi halde kamu düzenini ve toplumsal barışı muhafaza etmemiz imkansız hale gelir. Bunun için önce farklı kimliklerimizden dolayı bizi birbirimize düşman etmeye çalışan siyasetçilerden uzak durmalıyız.
İnsanlığın en temel değerlerini reddeden bu tutumun toplumun geniş kesimleri tarafından kınandığı bir sosyolojiye ve siyasi zemine sahip olsaydık, bu nefret dilinin sahibi ve insanlara hizmet götürmekle mükellef belediye başkanı olan kişi zaten istifa etmek zorunda olup kendi nefreti ile baş başa kalırdı.
Böyle bir durumda bu sözleri kınamak, eleştirmek, bu tip ırkçı düşüncede insanlar yetişmemesi için eğitim sistemini insan onurunu esas alan demokratik değerlerle güçlendirmek, toplumsal bilinçlendirme çabalarını arttırmak ve pek çok etkili politikayla ırkçılığa karşı mücadele etmek gerektiğinden bahisle olaya daha farklı yaklaşılabilirdi elbette. Fakat tüm bunların esamesinin dahi okunmadığı bir ortamda, korunmadığı takdirde öldürücü olan en temel insani değerlerin hukuki yöntemlerle korunması zorunludur” ifadelerini kullandı.