AK Partili Bolu Belediyesi Meclis Üyesi Selami Konyalıoğlu, Bolu’da gözden kaçmış, ya da sumen edilmiş sorunları gündeme getirerek, çözüm noktasında sunduğu önerilerle dikkat çekmeye devam ediyor. Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan’ın da ilgi ile dinlediği ve birçok önerisinden istifade ettiğini söylediği Konyalıoğlu, Eylül ayı Meclisinde yıllar içinde gasp edilen vakıf arazilerine dikkat çekti.
Bolu ile ilgili dertli ve çok dolu olduğunu söyleyen AK Partili Bolu Belediyesi Meclis Üyesi Selami Konyalıoğlu, her gün toplantı yapılsa saatlerce Bolu’nun sorunlarını ve çözüm önerilerini konuşabilecek bilgisi olduğunu belirterek, Vakıf arazilerini gündeme getirdi.
Aktaş ve Semarkant Mahallerinde bulunan Safi Amidî Bolevî Vakfı gibi birçok vakfa ait arazilerin gasp edildiğini iddia eden AK Partili Bolu Belediyesi Meclis Üyesi Selami Konyalıoğlu; “Aktaş Mahallesinin yanında Safi Amidî Bolevî Türbesi bulunuyor. Zamanın Valisi Şemsi Paşanın kızı Hafize Hanım Dergah yapılmak üzere Aktaş’ta 5 dönüm yeri Safi Amidî Bolevî Hazretlerinin Vakfına bağışlamış. İhtilal dönemleri başta olmak üzere orada yolunu ve işini gören, cami ve türbeyi bir dönüm haline getirmiş. Bu şehri manevi olarak imar eden insanların vakıf mallarına maalesef gerekli saygıyı göstermiyoruz. Semarkant’ta da Aktaş’ta da Vakıf malları gasp edilmiş. Bunu düzeltirseniz Başkanım, inanın bir Vakıf kurmuş kadar sevaba girersiniz. Bu zatların manevi korumaları devam ediyor” diye konuştu.
Konyalıoğlu’nun konuşmasının ardından öncelikli olarak Safi Amidî Bolevî’yi tanımadığını ve hayatını en kısa zamanda okuyacağını söyleyen Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan, ilgili birim müdürlerine talimat vererek tapu kayıtlarının incelenmesini istedi.
Safi Amidî Bolevî Hazretleri (D: ? / Ö:1846) kimdir?
Anadolu'da yetişen ve Anadolu'yu aydınlatan velilerin meşhurlarındandır. Adı, Mustafa b. Salih'tir. Babası, Diyarbakır ulemasından ve Diyarbakır Müftüsü Hacı Salih Efendi'dir. Bu zat, 1263 (m.1846) yılında vefat etmiştir. Türbesi, Bolu'da, Aktaş Dergâhı’ndadır. Safî Âmidî Hazretleri, tahsiline Diyarbakır'da başladı. Dokuz yaşında iken Kur'an-ı Kerim'i ezberleyip hafız oldu. Zahir ilimlerini babasından tahsil etti. Sonra yine babasının izniyle İstanbul'a gelip, derslerine orada devam etti. Devrinin meşhuru Akşehirli Hacı Ömer Efendi'den ders ve icazet aldı. İstanbul'da müderris olarak kalmaya karar vermişken bir gece rüyasında Çerkeşli Hacı Mustafa Efendi Hazretleri'ni gördü. Ona: "Evladım Mustafa Safî Efendi! Zahir ilmini tamamlayıp icazet aldın. Tasavvuf ilmini öğrenip, Ledün ilmine kavuşmak için Çerkeş'e gel de bu ilmi tahsil eyle. Artık İstanbul'da kalmana izin yoktur" dedi. Bu rüya üzerine, Mustafa Safî Efendi Hazretleri Çerkeş'e geldiyse de Şeyh Mustafa Efendi Hazretlerine kendisini kabul ettirmek için hayli sıkıntı çekti. Daha sonra da şeyhinin gözdesi olup ondan hilafet aldı. Bundan sonra Bolu'ya gelerek Semerkand Medresesi'ne yerleşip, zahir ve bâtın ilimlerinin neşrine başladı. Bu sırada Şemsi Paşa'nın kızı Hafize Hanım, Aktaş denilen yerde dergâh yapılmak üzere beş dönüm bir tarla hediye etti. Bu tarla üzerinde kısa zaman zarfında bir cami, bir dergâh ve bir de ev yapıldı. Mustafa Safî Efendi Hazretleri, bu dergahta tam otuz üç yıl boyunca dergah hizmetini sürdürdü. Bu sırada iki adet de halife yetiştirdi. Bunlardan biri, Şeyh Yusuf Efendi Hazretleri, diğeri, Geredeli Abdullah Efendi Hazretleri'dir. Vefatından sonra, Bolu Kaymakamı Mîr-i Miran Tâhir Paşa kabrinin üzerine türbe yaptırmıştır. Otuz üç gün hasta yattıktan sonra, 63 yaşında Cemal âlemine yürümüştür.